Pages

22 Eylül 2016 Perşembe

Nihilizm-Hiçcilik Üzerine Bilinmeyenler

Nihilizm diğer adıyla hiççilik 19.yüzyıl ortalarında Rusya’da yükselen ve diğer düşünce akımları arasında yerini alan felsefi bir yaklaşımdır.Latince kökenli Nihil kelimesinden oluşmuştur.
Başta Nietzsche olmak üzere savunucuları Neyzen Tevfik, Ludwig Andreas Feuerbach, Henry Thomas Buckle, Max Stirner, Albert Camus, Arthur Schopenhauer, Jean-Paul Sartre ve Herbert Spencer gibi düşünürlerdir.Genel olarak Nihilizm‘değerin, anlamın ve arzu edilirliğin kökten reddi’dir.Kısaca ‘bütün değerlerin değerlerini yitirmiş olmaları’ ve bunun bilincine varılmış olmasıdır.Böyle bir tanımdan dolayı Nihilizmi olumsuz bir düşünce tarzı olarak görebilmek mümkündür.Ama bu tanım nihilizmin yarım kalmış bir tanımıdır.Çünkü Nihilizm iki tür dünyadan bahseder.Yaşanılan dünya ve Tanrının hakikatini savunan hiç gidilmemiş olan diğer dünya.Yaşanılan dünyanın anlaşılması için eski kavram ve değerleri reddedip bu kavram ve değerlerin yeniden değerlendirilmesidir Nihilizmin tam açıklaması.
            Daha da açacak olursak,Nihilizm insanların yüzyıllardır dinsel nedenlerden dolayı anlamlandırdığı hakikat tanımını reddeder.Nietzsche’ye göre bu hakikat kurtulmamız gereken bir ayak bağıdır.Çünkü hakikat Tanrı olarak görülmektedir.Hakikat Tanrı olunca insanlar en yüksek değeri de Tanrı olarak görmüştür.Böyle bir yanlış hakikat algısıyla insanlar bugüne kadar hakikatin en yüksek değer olduğunu zannetmiştir.Hakikat ancak iyi ve güzel olanla bir ve aynı tutulmazsa o zaman hakikat olur.
Nietzsche Batı dünyasının özellikle dini problemlerinden dolayı değere olan anlam ve önemine ilişkin inanıcını yitirdiğini düşünür ve bunların doğurduğu sonuçlarla yüzleşmeye karar verip Değer kavramından yola çıkarak o dönemin sorunlarına çözüm yolu aramıştır.Değer matrislerini icat etmiş ve ayrıntılı bir değer teorisi tanımlamıştır.

Değer : Bir insanın somutlaştırıp bütünleştirebileceği en yüksek güç miktarıdır.Bir şeye yönelen bakış ve düşüncenin göz önüne aldığı şeydir.Öyleyse değer her düşünce ve eylemin göz önünde bulundurduğu bir ölçektir.Hem de her şeye anlam veren bir ölçektir bu.Bu yüzden değerler daha iyisini gerçekleştirmek için konulan ideallerdir.
Değerlendirme: Anlamların hiyerarşik değerini belirler.
Bu tanımlardan sonra hakikat bir sorundur ve hakikatin değeri sorgulanmaya başlar.Hakikatin yitirilmesi ise yokluk,bulantı,sıkıntı,anlamsızlık,değersizlik gibi bir çok işaretle kendini gösterir.Böylece Tanrı da hakikat olarak inanırlığını yitirmiştir.Nitzsche bunu şöyle ifade eder “Tanrı öldü.”  
Aslında Nihilizm yer ve zaman ne olursa olsun,insanların bağlı kaldıkları en yüksek değer ve ideallerin işlevlerini yerine getiremediklerinde ortaya çıkan bir ruh durumudur,ve bu ruh durumuna eşlik eden yaşama ve düşünme biçimidir.Bütün değerlerin anlamını yitirmesiyle bunun farkına varılan bir geçiş dönemidir.Aynı zamanda bir ‘tepki’dir.İnsanların gerçek dünya diye niteledikleri duyuüstü bir dünyaya ve ordaki üstün değerlere,felsefedeki kendinde şeyler dünyasına,ölümden sonraki dünyaya yani Tanrıya,öze,hakiki diye algılanana bir tepkidir.Hepsi birer kurmacıdır.Varlıklarının olup olmadığı bile bilinmez.Bu yüzden yokturlar.Böyle bir durumda hepsi değersizleşir.Ve yüzyıllar boyunca insanların toplumun bütün yaşamdaki en üst değerleri birden çöpe gider.Ya da balondur sanki patlayıverir ve yokolur.İşte Nihilizm burada şunu söyler.Madem değerleri biz yaratıyoruz ve değerleri anlamlandıran da biz insanlarız öyleyse olmayan şeye çok değer vermektense yaşanılan dünyamıza bu saçma değerler yerine yeni değerler koyabilmeyi de başarabiliriz.Nihilizm bir süreçtir.Önce varolan değerler değersizleşir.Sonra da Yaşam hor görülür,değersizleşir,ve yadsınır.Özü itibariyle en yüksek değerler işlevini yitirir.Bu yönüyle bakıldığında Nihilizm olumsuz bir anlama sahiptir.Nietzsche buna “Pasif Nihilizm” der.Bir de “Aktif Nihilizm”vardır.Yani Pasif Nihilizm ruhun gücünün düşüşü ve azalması olarak tanımlanırken Aktif Nihilizm ise Ruhun yükselen artan gücünün bir işaretidir.
            Nietzsche şimdiye kadar geçerli olan bağlı kalınan değerlerin değer ve anlamlarını dolayısıyla işlevlerini yitirdiklerini düşünür ama bunların yerine yeni değerler koymayı da gerekli görür.Onun karşı olduğu şey ise dünyaya ve yaşama anlam veren eski değerlerdir.Ona göre Nihilizm yaşamın değerlerden yoksun bırakılması değildir hele dünyadan ve yaşamdan ödün verilmesi hiç değildir.Aksine,şimdiye dek dünyaya ve yaşama anlam veren eski değerlerin anlamlarını ve değerlerini yitirdiklerinin farkına varılmasıdır.Bu farkındalık Nietzsche’nin “Bütün değerlerinin yeniden değerlendirilmesi projesinin” temelini oluşturur.
Avrupa insanlarının içinde olduğu durumun tarifi olarak bildirilen Nihilizm aşılması gereken bir durumdur.Bütün değerlerin yeniden değerlendirilmesiyle de bu aşma işlevi gerçekleşir. Bu bakımdan nihilizm, olumsuz an­lamının yanında, şimdiye kadarki en yüksek değerleri, bütünüyle yeniden değerlendirme bilincini uyandırmış olmasıyla olumlu bir anlama da sahiptir.Nietzsche aynı zamanda Avrupa insanın neden böyle karamsar bir değersizleşme hiçleşmeye dönüşmüş olduğunu da sorgulamış ve bunun temelini Platoncu­luktan alan Hıristiyan ahlâkı ve bu ahlâka atfedilen değere bağlamıştır.Bu durum insanlarda acıma,kendini yadsıma gibi durumlar ortaya atmıştır.Ve Avrupalıları acıma ahlakına iten şey de algılanan hakikat ve ideallerdir.Bütün eski ideallerden ve yanlış algılanan hakikattan uzak durulmalıdır.Nietzsche ahlak üzerinde de çok fazla durmuş ve Avrupanın çöküşünü hazırlayan ve bu çöküşün kötüye gitmesine neden olan şeyin ahlak olduğunu söylemiş ama ahlaka da ihtiyac olunduğunu belirtmiştir.Yani ahlak insanları hakikat konusunda yanılgıya düşürüyorsa olumsuz durum,insanları daha iyi bir yaşam alanı için teşvik ediyor düzenliyorsa o zaman olumlu bir durumdur.Yine insanları bir düzenleme işlevine soktuğundan insanı gerçekliğinden uzaklaştırmaktır.Aynı zamanda İnsanı ruhsal inceliğe götüren şey ahlak değil bilincinde olduğu ve çektiği acılarıdır.


İnsan bu dünyanın, yani gerçek dünyanın, sadece psikolojik ihtiyaçlardan dolayı uy­durulduğunu ve buna hiçbir hakkı olmadığını anladığında, nihilizmin son şekli oluşmaya başlar: bu herhangi bir metafiziksel dünyaya inanmamayı içerir ve bizzat bir gerçek dün­yaya inanmayı yasaklar. Bu bakış açısına ulaşıldıktan sonra, oluşun gerçekliği, biricik gerçeklik olarak kabul edilir, el altından öte dünyalara ve sahte tanrılara ulaşmanın her çeşidini kendisine yasaklar, ama reddetmek istemese bile bu dünyaya katlanamaz.
       Nihilist görüşte aslında dünya ve yaşam değersiz değildir; ama anlamsız olarak görülmesinin nedeni, dünyanın değerinin bütünüyle uydurma olan bir dünyaya göndermede bulunan katego­rilere göre ölçülmesidir. Nietzsche bu yüzden Batılı aklın kategorilerinin nihilizme yol açtığını düşünür.
          “Nihai sonuç: şimdiye kadar kendileriyle dünyayı kendimiz için değerli kıldığımız ve daha sonra uygulanamaz olduğunu ve böy­lece dünyayı değerden düşürdüğünü gösterdiğimiz bütün değerler, psikolojik olarak düşünüldüğünde, egemenliğin insani inşalarını artırmak ve sürdürmek için tasarlanmış belirli yararlılık perspektif­lerinin sonucudur ve onlar yanlış bir şekilde nesnelerin özüne izdü­şürülmüşlerdir. Burada bulduğumuz şey yine de insanın naifliğidir: kendini şeylerin değerinin ölçüsü ve anlamı olarak varsaymak. (Ni­etzsche, 1968: § 12B). ”
Sonuç olarak Nihilizm Batı düşünce ve kültürünün 2bin yıllık bir geçmişinin sonucu olarak oraya çıkan yaşam ve düşünme biçimidir.Bu yüzden bir öğreti değil tarihsel bir olay olarak görülmelidir. Nietzsche, nihilizmi ulaşılabilecek ‘son durum’ olarak kabul etmez: nihilizm, üstinsana giden yol üzerinde bulunan aşılması gereken bir köprüdür. şimdiye kadarki en yüksek de­ğerlerin ortadan kaldırılmasını ima ederken, diğer taraftan ‘bütün değerlerin yeniden değerlendirilmesi’ni ima eder. Dolayısıyla Nietzsche’de nihilizmin karşı çıkılan olumsuz bir anlamı yanında, onaylanan olumlu bir anlamı da vardır. Buna göre nihilizm hem ya­şamın yadsınmasıdır hem de yaşamın olumlanmasının önünü açacaktır. Bunun için de bir yönüyle yaşamı katlanılmaz kılan diğer yönüyle de yaşamı sevinçle karşılamayı ifade eden Batı tarihinin temel bir olayıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder